Ilana, neşeli bir aile düğününe katıldıkları sırada, gösterişli Yunan erkek arkadaşı Mike ile el ele, büyüleyici Santorini adasına büyüleyici bir yolculuğa çıkar. Bu pitoresk kaçamağın onun için hayatını değiştirecek bir sürpriz hazırladığının farkında değildir. Güneş beyaz badanalı binaları altın rengi bir parıltıyla yıkarken, Mike onu masmavi Ege Denizi'ne bakan tenha bir yere götürür ve burada tek dizinin üzerine çöker ve nefes kesici bir elmas yüzük sunarak hayatının sorusunu sorar. Duygulardan tamamen bunalmış ve hazırlıksız yakalanmış Ilana, kendisini yalnızca teklifin güzelliğinden değil, aynı zamanda Mike'ın coşkulu annesinin sıcak ve şevkli kucaklamasından da büyülenmiş halde bulur.