Filmkovası ile 1945 baharında Westerbork'tan, Auschwitz'e giden kayıp nakliye aracının gerçek hayatından esinlenen kurgusal bir hikâyeyi ele alan film, trenleri küçük nüfuslu bir Alman köyünün yakınında sıkışıp kaldığında birbiriyle tanışan üç kadını takip ediyor. Kızıl Ordu'dan, Rus keskin nişancı Vera, taşra kızı Winnie ile derin bir güvensizlik, umutsuzluk ve intikam havasında birbirlerine mahkûm edilmiş Yahudi ve Hollandalı asıllı Simone arasında beklenmedik bir dostluk gelişir. Hayatta kalma içgüdüleri çaresiz durumda sınanır ve acı bir geçmişle karşı karşıya kalırlar: Vera, anne ve babasını Stalin rejimi sırasında kaybetmiştir.