The French Dispatch (Fransız Postası) isimli bir gazetede editör olarak çalışan Arthur Howitzer trajik bir şekilde hayatına veda eder. Kalp krizi geçirerek yaşama gözlerini yuman bu editörün vasiyeti, gazetenin önceki sayılarında yayımlanmış olan üç öykünün tekrar basılmasıdır. Film, bu üç öyküyü sırayla ekrana taşır. Birinci öyküde, akıl hastalığı olan bir ressam, birini öldürür ve hapsi boylar. Hapisteyken resim çizmeye devam eden bu ressam, kısa süre içerisinde ünlü bir sanatçı haline gelir. Tablolar hapisten çıkarılmak istendiğinde ise kaos başlar. İkinci hikayede, 1968’de, bir grup öğrenci, örgütlenir ve protestolara başlar. Bir diğer hikayede ise çözülemeyen bir kayıp vakası, kimsenin tahmin etmediği şekilde bir şef tarafından çözülecektir.