Naima, müziğin büyülü dünyasına olan ilgisini her zaman derinlemesine hissetmiş bir genç kadındı. Bir gün, müzik dersinde Damian ile karşılaştı. Damian da müziğe olan aşkını gözlerindeki parlaklıkla belli eden karizmatik bir gençti. İkisinin yolları, ortak bir arkadaşları aracılığıyla kesişmişti ve bu rastlantı, hayatlarını kökten değiştirecekti. İlk buluşmalarında, Naima ve Damian saatlerce konuştu. Müziğe olan tutkularını ve hayallerini paylaştılar. Naima, piyano çalmayı ve duygularını notalara dökmeyi seviyordu. Damian ise gitarın tellerindeki her dokunuşun kalpleri titreten bir ritme dönüşmesine hayranlık duyuyordu. Birbirlerinin gözlerinde, müziğe olan sevgilerinin yanı sıra, dünyaya izlerini bırakma isteklerini görebiliyorlardı.