Asta, bir liman kasabası olan Ålesund'da yaz gecelerinin mavilikleri altında genç ve enerjik bir gazetecidir. Yerel bir gazetede çalışan Asta, hayatı ve işi boyunca adaletin önemine inanmıyor. Bu inanç, mültecilik hikayesiyle karşılaşmasıyla daha da pekişmiştir. Tesadüfen bulunan bu hikâye, Asta'nın hayatına inşası ve işleyişine bir anlam kazandırarak, eski kişiliğini daha da farklı bir yere taşımıştır. Asta, bu hikâye ile karşılaşması sonucu ortaya çıkan amacını keşfetmiş ve adaletin ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlamıştır. Bu mültecilik hikayesi, Asta'nın tecrübelerine tecrübe katarken aynı zamanda adalet törelerinin da pekişmesine sebep olmuştur.